Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
Merritt's Neurology Türkçe - Lewis Rowland - Barış Baslo - Candan Gürs Merritt's Neurology Türkçe - Lewis Rowland - Barış Baslo - Candan Gürs

Güneş Tıp Kitabevi Nöroloji KitaplarıMerritt's Neurology Türkçe - Lewis Rowland - Barış Baslo - Candan Gürses

Liste Fiyatı : 290,00TL
Stokta yok
9789752771819
366688
Merritt's Neurology Türkçe - Lewis Rowland - Barış Baslo - Candan Gürses
Merritt's Neurology Türkçe - Lewis Rowland - Barış Baslo - Candan Gürses Güneş Tıp Kitabevi Nöroloji Kitapları
290.00

NÖROLOJİ ALANINDA TÜM DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ EFSANE ESER

KLİNİK NÖROLOJİNİN EN ÇOK OKUNAN VE BAŞVURULAN KAYNAKLARINDAN.

BU ÖNEMLİ ESERE KARGO ÜCRETİ ÖDEMEDEN HEMEN SAHİP OLUN.

HER BÖLÜMÜN İÇERDİĞİ ARAŞTIRMALARDAKİ İLERLEMENİN GEREKTİĞİ KAPSAMLI YENİLİKLER.

ÇOK CİLTLİ DİĞER KİTAPLARA GÖRE DAHA KULLANIŞLI, TAŞINABİLİR VE UCUZDUR. DAHA KISA OLAN CİLTSİZ KİTAPLAR İSE DAHA AZ BİLGİ VE KAYNAK İÇERİR.

BU BASKIDA İÇİNDEKİLER LİSTESİNDEN DE GÖRÜLECEĞİ GİBİ HER BÖLÜMÜN İÇERDİĞİ ARAŞTIRMALARDAKİ İLERLEMENİN GEREKTİĞİ KAPSAMLI YENİLİKLER YER ALMAKTADIR.

YAZAR KADROSU SİZİ GEREKSİZ BİLGİYE BOĞMAMAK VE KİTABIN İÇİNDE KAYBOLMANIZI ENGELLEMEK İÇİN YOĞUN EMEK VERMİŞTİR.

“Merritt'in Nörolojisi” adlı kitap, 1955 yıldan beri yayınlanan, Klinik Nöroloji alanında en çok okunan ve başvurulan temel kitaplardan biri olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Kolay anlaşılırlığı, genel bilginin basite indirgenip ancak değerinden hiçbir şey kaybetmeden sunulması gibi özellikleri ile ilk basıldığı tarihten bugüne kadar önemini korumuştur.

Şimdi 11. baskıyı sunuyoruz. Dinamik bir kitabın olması gerektiği gibi yazarların isimleri yıllar içinde çoğalarak değişti. Ancak Merritt'e olan bağları devam etti. Merritt'in öğrencilerinin çoğu hala bu kitabın yazarlarından ve onların öğrencileri, bir anlamda Merritt'in entellektüel torunları da artarak yazarların arasına katıldılar.

Karşılaşılması olası olgular, sık veya seyrek görülen hastalıklar hakkında önemli veriler sağlaması açısından faydalı olacağını umuyoruz.

Meritt'in yazım biçemini korumaya çalıştık: direkt, açık, az ve öz yazarak, desteklenmeyen düşüncelerden çok (bugün delile dayalı tıp denen) verilerin üzerinde durarak, şekil ile tabloları bolca kullanarak.

Bu kitap elektronik ders kitapları da dahil olmak üzere diğer kitaplarla bir rekabet ile karşı karşıya, fakat başarısı birçok özelliğine dayanıyor. Kitap bilgisayara benzemez, her yere götürülür ve kullanılır. Bir ciltlik ders kitapları, şimdilerde çok yaygın olan çok ciltli diğer kitaplara göre daha kullanışlı, taşınabilir ve ucuzdur. Daha kısa olan ciltsiz kitaplar ise daha az bilgi ve kaynak içerir.

Bu baskıda içindekiler listesinden de görüleceği gibi her bölümün içerdiği araştırmalardaki ilerlemenin gerektiği kapsamlı yenilikler yer almaktadır. Endovasküler nöroloji, şizofreni, duygudurum bozuklukları, anksiyete, somatoform bozukluklar gibi psikiyatrik hastalıkların tanısı ve tedavisindeki önemli gelişmeler yeni bölümler olarak eklendi. Diğer yeni bölümler ise DNA translasyon, pakimenenjit ve Haşimoto ensefalopatisi ile ilgili.

Hemen her bölümde, moleküler genetiğin etkisi oldukça fazla güncelleştirme gerektirdi. Tıp biliminin ilerlemesi tüm konularda uzmanlaşmış bilgi üretimi sağladı. Yazarlarımızın mücadelesi ders kitabının aşırı büyümesine yol açmadan bilginin esasını aktarmaya çalışmak oldu.

Önceki baskıların genel organizasyonuna, bazı konuların yerleştirilmesindeki keyfilik de dahil olmak üzere sadık kaldık. Gebelikte nöbet veya multipl skleroz tartışması bölüm olarak gebelik, epilepsi veya multipl skleroza mı aittir? Lambert Eaton sendromunu en iyi nöromüsküler hastalıklar mı paraneoplastik sentromlar altında mı tanımlamak daha iyi olur? Bu bölümlerde konuların tekrar ele alınmasına karar verdik. Bu belki kitabın beklenilenden daha uzun olmasına neden oldu, fakat okuyucunun bilgiye oluşmak için sayfaları taramak zorunda kalmasını önleyecektir.

Moleküler genetiğin etkisi başka izler de bıraktı. Kitabın düzenlemesini klinik sendromlar ve hastalıklara göre mi yapmaya devam edelim, yoksa mutasyonun yapısına göre mi gruplayalım? Lambert Eaton hastalığı bir kanalopati mi yoksa nöromüsküler bir hastalık mıdır? Familyal hemiplejik migren veya baş ağrısı bir tip kanalopati midir? Hiperkalemik tip distrofik olmayan bir miyotoni mi yoksa periodik paralizi midir? Spinobulber müsküler atrofi mi triplet tekrarı mı yoksa ataksi midir? Tercihimizi klinik sınıflandırmadan yana kullanırken bir yandan da bu giderek daha fazla görülen hastalıkların patogenezlerini anlamanın eşiğinde olduğumuzu fark ettik.

Bir diğer belirsizlik de eponimlerle ilgiliydi: Üstten virgülleri kullanmalı mı kullanmamalı mı? Herkes bunu bir problem olarak görmediği için tıbbi yayınlarda bu konuda bir görüş birliği yoktur. İngilizce nöroloji dergilerinde ve saygın New England Journal of Medicine üstten virgülleri değiştirmedi fakat genetik veya radyoloji dergileri üstten virgülleri düşürmüşlerdir, AMA dergilerinde de olduğu gibi. Biyoloji editörleri konseyi iyeliklerin kullanımına karşı sert tavır almıştır.

İtiraz edilen nokta konunun yalnızca iyelik ile ilgili yönü değildir. Efsanevi mizahçı A. J. Liebling bir kez “Bende Bright'ın hastalığı var ve onda da benimki” diye yazmıştır. Başka bir kullanım şekli olan isim tamlamalarındaki isimler iyelik formunda değildir ama kimse Madison Caddesi, Harvard Üniversitesi, Nobel Ödülü veya Kennedy Merkezi ifadelerine karşı değildir. Başka zorluklar da var, ıslık gibi ses veren “Duchenne'in distrofisi” ve bu terimi kişilerin bazen üstten virgülle bazen virgülsüz kullanması gibi. Nöromüsküler camiası tabii ki “Duchenne distrofi” demeyi tercih etmektedir. Bir de isimleri “s” ile biten bazı bahtsız kahramanların düşünün: Graves, Kufs, Gowers, Menkes ve diğerleri üstten virgülün yanlış olarak eklenmesiyle (gerçekte var olmayan bir “Kuf'un hastalığı” uydurarak) tekil yazılırlar. Eğer iyelik eki eklenirse de, “Graves'in hastalığı”nda olduğu gibi, bir şeyler kulağa yanlış gelir.

Bu yüzden eponimlerle ilgili olarak Victor McKusick'in genel kurallarını dikkate alarak genelde iyelik kullanmamaktan yana olduk ancak bu konuda tamamen de katı davranmadık. Eponimin önüne, özellikle de “the Guillian-Barre syndrome” (Guillian-Barre sendromu) gibi tire ile ayrılmış bileşik kelimelerden önce sıklıkla “the” konduğu görülür. Yine de McKusick'in dediği gibi: “İyelik kullanımının yarattığı uzunluk nedeniyle iyeliksiz kullanılan bazı terimler, söylerken kişiyi zora sokuyor. Örneğin “the Huntington disease” (Huntington hastalığı), “the Wilson disease” (Wilson hastalığı), “the Hodgkin disease” (Hodgkin hastalığı), vb. Kendi adıma en zorladığım “Bell palsy” (Bell felci). Fakat “Huntington disease”, “Alzheimer disease” (Alzheimer hastalığı), “Parkinson disease” (Parkinson hastalığı) ve “Hodgkin disease” artan sıklıkta “the” olmaksızın da kullanılmaktadır. Konuşma sırasında da iyelik olmayan yapı kullanılır ve kulağa gayet doğal gelir.

Victor McKusick'in inanılmaz etkisinin bir sonucu olarak, genetik hastalıklar için katalog numarası verme uygulamasını devam ettirdik. Okur sendromun hikayesini ve artık “online” olan katalogdan bugünkü araştırma verilerini bulabilir. Günümüzde cinsiyet belirtmeden yazma eğiliminden dolayı İnsanoğlunda Mendelyen Geçiş (Mendelian Inheritance in Man) için kısaltma olarak MİM yazmak uygun görünmüyor. Bu tarihi başlığı değiştirmek için geç kalınmış gibi görünüyor ancak İnsanda Mendelyen Geçiş (Human Mendelian Inheritance) demek daha öfonik olurdu.

Diğer taraftan “rijid adam sendromu” ifadesi hala bir problemdir. Makalelerin başlıklarında görülen “Kadında” ya da “erkek çocukta rijid adam sendromu” ifadesinin düzeltilmesi gerekirken “rijid insan sendromu” demek ise tuhaf olacaktır. Benim bunun yerine “Moersch-Woltman sendromu” eponimini kullanma girişimlerim ise hiç başarıya ulaşamamıştır; bu kısmen söylenmesinin kolay olmamasından kısmen de isim sırasını değiştirmenin fayda etmemesinden kaynaklandı.

  • Açıklama
    • NÖROLOJİ ALANINDA TÜM DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ EFSANE ESER

      KLİNİK NÖROLOJİNİN EN ÇOK OKUNAN VE BAŞVURULAN KAYNAKLARINDAN.

      BU ÖNEMLİ ESERE KARGO ÜCRETİ ÖDEMEDEN HEMEN SAHİP OLUN.

      HER BÖLÜMÜN İÇERDİĞİ ARAŞTIRMALARDAKİ İLERLEMENİN GEREKTİĞİ KAPSAMLI YENİLİKLER.

      ÇOK CİLTLİ DİĞER KİTAPLARA GÖRE DAHA KULLANIŞLI, TAŞINABİLİR VE UCUZDUR. DAHA KISA OLAN CİLTSİZ KİTAPLAR İSE DAHA AZ BİLGİ VE KAYNAK İÇERİR.

      BU BASKIDA İÇİNDEKİLER LİSTESİNDEN DE GÖRÜLECEĞİ GİBİ HER BÖLÜMÜN İÇERDİĞİ ARAŞTIRMALARDAKİ İLERLEMENİN GEREKTİĞİ KAPSAMLI YENİLİKLER YER ALMAKTADIR.

      YAZAR KADROSU SİZİ GEREKSİZ BİLGİYE BOĞMAMAK VE KİTABIN İÇİNDE KAYBOLMANIZI ENGELLEMEK İÇİN YOĞUN EMEK VERMİŞTİR.

      “Merritt'in Nörolojisi” adlı kitap, 1955 yıldan beri yayınlanan, Klinik Nöroloji alanında en çok okunan ve başvurulan temel kitaplardan biri olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Kolay anlaşılırlığı, genel bilginin basite indirgenip ancak değerinden hiçbir şey kaybetmeden sunulması gibi özellikleri ile ilk basıldığı tarihten bugüne kadar önemini korumuştur.

      Şimdi 11. baskıyı sunuyoruz. Dinamik bir kitabın olması gerektiği gibi yazarların isimleri yıllar içinde çoğalarak değişti. Ancak Merritt'e olan bağları devam etti. Merritt'in öğrencilerinin çoğu hala bu kitabın yazarlarından ve onların öğrencileri, bir anlamda Merritt'in entellektüel torunları da artarak yazarların arasına katıldılar.

      Karşılaşılması olası olgular, sık veya seyrek görülen hastalıklar hakkında önemli veriler sağlaması açısından faydalı olacağını umuyoruz.

      Meritt'in yazım biçemini korumaya çalıştık: direkt, açık, az ve öz yazarak, desteklenmeyen düşüncelerden çok (bugün delile dayalı tıp denen) verilerin üzerinde durarak, şekil ile tabloları bolca kullanarak.

      Bu kitap elektronik ders kitapları da dahil olmak üzere diğer kitaplarla bir rekabet ile karşı karşıya, fakat başarısı birçok özelliğine dayanıyor. Kitap bilgisayara benzemez, her yere götürülür ve kullanılır. Bir ciltlik ders kitapları, şimdilerde çok yaygın olan çok ciltli diğer kitaplara göre daha kullanışlı, taşınabilir ve ucuzdur. Daha kısa olan ciltsiz kitaplar ise daha az bilgi ve kaynak içerir.

      Bu baskıda içindekiler listesinden de görüleceği gibi her bölümün içerdiği araştırmalardaki ilerlemenin gerektiği kapsamlı yenilikler yer almaktadır. Endovasküler nöroloji, şizofreni, duygudurum bozuklukları, anksiyete, somatoform bozukluklar gibi psikiyatrik hastalıkların tanısı ve tedavisindeki önemli gelişmeler yeni bölümler olarak eklendi. Diğer yeni bölümler ise DNA translasyon, pakimenenjit ve Haşimoto ensefalopatisi ile ilgili.

      Hemen her bölümde, moleküler genetiğin etkisi oldukça fazla güncelleştirme gerektirdi. Tıp biliminin ilerlemesi tüm konularda uzmanlaşmış bilgi üretimi sağladı. Yazarlarımızın mücadelesi ders kitabının aşırı büyümesine yol açmadan bilginin esasını aktarmaya çalışmak oldu.

      Önceki baskıların genel organizasyonuna, bazı konuların yerleştirilmesindeki keyfilik de dahil olmak üzere sadık kaldık. Gebelikte nöbet veya multipl skleroz tartışması bölüm olarak gebelik, epilepsi veya multipl skleroza mı aittir? Lambert Eaton sendromunu en iyi nöromüsküler hastalıklar mı paraneoplastik sentromlar altında mı tanımlamak daha iyi olur? Bu bölümlerde konuların tekrar ele alınmasına karar verdik. Bu belki kitabın beklenilenden daha uzun olmasına neden oldu, fakat okuyucunun bilgiye oluşmak için sayfaları taramak zorunda kalmasını önleyecektir.

      Moleküler genetiğin etkisi başka izler de bıraktı. Kitabın düzenlemesini klinik sendromlar ve hastalıklara göre mi yapmaya devam edelim, yoksa mutasyonun yapısına göre mi gruplayalım? Lambert Eaton hastalığı bir kanalopati mi yoksa nöromüsküler bir hastalık mıdır? Familyal hemiplejik migren veya baş ağrısı bir tip kanalopati midir? Hiperkalemik tip distrofik olmayan bir miyotoni mi yoksa periodik paralizi midir? Spinobulber müsküler atrofi mi triplet tekrarı mı yoksa ataksi midir? Tercihimizi klinik sınıflandırmadan yana kullanırken bir yandan da bu giderek daha fazla görülen hastalıkların patogenezlerini anlamanın eşiğinde olduğumuzu fark ettik.

      Bir diğer belirsizlik de eponimlerle ilgiliydi: Üstten virgülleri kullanmalı mı kullanmamalı mı? Herkes bunu bir problem olarak görmediği için tıbbi yayınlarda bu konuda bir görüş birliği yoktur. İngilizce nöroloji dergilerinde ve saygın New England Journal of Medicine üstten virgülleri değiştirmedi fakat genetik veya radyoloji dergileri üstten virgülleri düşürmüşlerdir, AMA dergilerinde de olduğu gibi. Biyoloji editörleri konseyi iyeliklerin kullanımına karşı sert tavır almıştır.

      İtiraz edilen nokta konunun yalnızca iyelik ile ilgili yönü değildir. Efsanevi mizahçı A. J. Liebling bir kez “Bende Bright'ın hastalığı var ve onda da benimki” diye yazmıştır. Başka bir kullanım şekli olan isim tamlamalarındaki isimler iyelik formunda değildir ama kimse Madison Caddesi, Harvard Üniversitesi, Nobel Ödülü veya Kennedy Merkezi ifadelerine karşı değildir. Başka zorluklar da var, ıslık gibi ses veren “Duchenne'in distrofisi” ve bu terimi kişilerin bazen üstten virgülle bazen virgülsüz kullanması gibi. Nöromüsküler camiası tabii ki “Duchenne distrofi” demeyi tercih etmektedir. Bir de isimleri “s” ile biten bazı bahtsız kahramanların düşünün: Graves, Kufs, Gowers, Menkes ve diğerleri üstten virgülün yanlış olarak eklenmesiyle (gerçekte var olmayan bir “Kuf'un hastalığı” uydurarak) tekil yazılırlar. Eğer iyelik eki eklenirse de, “Graves'in hastalığı”nda olduğu gibi, bir şeyler kulağa yanlış gelir.

      Bu yüzden eponimlerle ilgili olarak Victor McKusick'in genel kurallarını dikkate alarak genelde iyelik kullanmamaktan yana olduk ancak bu konuda tamamen de katı davranmadık. Eponimin önüne, özellikle de “the Guillian-Barre syndrome” (Guillian-Barre sendromu) gibi tire ile ayrılmış bileşik kelimelerden önce sıklıkla “the” konduğu görülür. Yine de McKusick'in dediği gibi: “İyelik kullanımının yarattığı uzunluk nedeniyle iyeliksiz kullanılan bazı terimler, söylerken kişiyi zora sokuyor. Örneğin “the Huntington disease” (Huntington hastalığı), “the Wilson disease” (Wilson hastalığı), “the Hodgkin disease” (Hodgkin hastalığı), vb. Kendi adıma en zorladığım “Bell palsy” (Bell felci). Fakat “Huntington disease”, “Alzheimer disease” (Alzheimer hastalığı), “Parkinson disease” (Parkinson hastalığı) ve “Hodgkin disease” artan sıklıkta “the” olmaksızın da kullanılmaktadır. Konuşma sırasında da iyelik olmayan yapı kullanılır ve kulağa gayet doğal gelir.

      Victor McKusick'in inanılmaz etkisinin bir sonucu olarak, genetik hastalıklar için katalog numarası verme uygulamasını devam ettirdik. Okur sendromun hikayesini ve artık “online” olan katalogdan bugünkü araştırma verilerini bulabilir. Günümüzde cinsiyet belirtmeden yazma eğiliminden dolayı İnsanoğlunda Mendelyen Geçiş (Mendelian Inheritance in Man) için kısaltma olarak MİM yazmak uygun görünmüyor. Bu tarihi başlığı değiştirmek için geç kalınmış gibi görünüyor ancak İnsanda Mendelyen Geçiş (Human Mendelian Inheritance) demek daha öfonik olurdu.

      Diğer taraftan “rijid adam sendromu” ifadesi hala bir problemdir. Makalelerin başlıklarında görülen “Kadında” ya da “erkek çocukta rijid adam sendromu” ifadesinin düzeltilmesi gerekirken “rijid insan sendromu” demek ise tuhaf olacaktır. Benim bunun yerine “Moersch-Woltman sendromu” eponimini kullanma girişimlerim ise hiç başarıya ulaşamamıştır; bu kısmen söylenmesinin kolay olmamasından kısmen de isim sırasını değiştirmenin fayda etmemesinden kaynaklandı.

      Stok Kodu
      :
      9789752771819
      Boyut
      :
      19X27
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      1. Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Bonus Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      290,00   
      290,00   
      2
      145,00   
      290,00   
      3
      96,67   
      290,00   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      290,00   
      290,00   
      2
      -   
      -   
      3
      -   
      -   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat